Oruç | Oruç Çeşitler | Fidye ve Fitre

Oruç | Oruç Çeşitler | Fidye ve Fitre
Oruç Nedir

Oruç Nedir?

Oruç kelimesi, “tutmak” ve “çekinmek” anlamlarına gelir. Bu ibadeti yerine getiren kişiye “sâim” denir. Kur’an-ı Kerim’de oruç kelimesi “savm” olarak geçmektedir. Oruç, Müslümanlara hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Müslümanlar, orucu ilk kez Bedir Savaşı öncesinde tutmuş ve sahabe orucunu, savaş başlamadan önce açmıştır. Oruç, namaz ve zekât gibi yalnızca Ümmet-i Muhammed’e mahsus bir ibadet değildir. Önceki ümmetlere de farz kılınmış ve bir ibadet olarak uygulanmıştır. Nitekim, Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 183. ayetinde şöyle buyrulur: ‘Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki takvâ sahibi olursunuz.’ (Bakara Suresi, 2:183)

Her ne kadar farklı ümmetlerde ritüeller ve uygulamalar değişiklik gösterse de, namaz, oruç ve zekât ibadetleri tüm ümmetlere gönderilen ortak ibadetlerdir.

Oruç, Beden ve Ruhun Terbiyesidir

Oruç, sadece bedensel bir açlık ve susuzluk değildir. Aynı zamanda insanın nefsini terbiye eden, iradesini güçlendiren ve sabrı öğreten bir ibadettir. Oruç, kişinin kendini kontrol etme yetisini geliştirmesine yardımcı olur. Sadece mideyi değil, dili, gözü, kulağı ve tüm uzuvları oruca hazırlamak gerekir. Bu konuda İbn Mâce’de geçen bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: “Nice oruç tutanlar vardır ki, aç ve susuz kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Nice namaz kılanlar da vardır ki, sadece yorgunluk elde ederler.” (İbn Mâce, Sıyam, 21)

Orucun yalnızca fiziksel bir açlık olarak görülmesi yanlıştır. Oruçta asıl önemli olan, orucun şuurla ve ihlasla tutulmasıdır. Oruç, kişinin takvâ sahibi olması için en güzel vesilelerden biridir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Oruç benim içindir ve onun mükâfatını bizzat ben vereceğim.” (Buhârî, Savm, 9) Bu hadis, orucun manevi yönünü ve Allah katındaki kıymetini vurgulamaktadır.

Oruç Tutmanın Ölçüsü ve Dengesi

İslam, her ibadette olduğu gibi oruç ibadetinde de orta yolu tavsiye etmiştir. Zira ibadetlerin aşırıya kaçmadan, dengeli bir şekilde yapılması esastır. Bu konuda sahabenin hayatından güzel bir örnek vardır: Abdullah bin Amr bin As (ra), ibadete düşkünlüğü ile bilinen bir sahabeydi. Bir gün, ‘Resûlullah (sav) cennetle müjdelenmiş olduğu hâlde bu kadar ibadet ediyorsa, benim çok daha fazla yapmam gerekir.’ diyerek her gün oruç tutmaya karar verdi. Bunu öğrenen Peygamber Efendimiz (sav), ona ölçülü olmasını tavsiye etti ve şöyle buyurdu: ‘Eğer oruç tutmak istersen, her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tut. Bütün yılı oruçlu geçirme!’ Ancak Abdullah bin Amr daha fazlasını yapmak isteyince, Efendimiz (sav) ona Pazartesi ve Perşembe oruçlarını önerdi. Bunu da yeterli görmeyince, en faziletli oruç olan “Savm-ı Davud” (bir gün tutup bir gün tutmama) tavsiye edildi. (Buhârî, Savm, 56) Yaşlandığında ise Abdullah bin Amr şöyle dedi: “Keşke Resûlullah’a (sav) verdiğim sözü tutmak zorunda olmasaydım. Çünkü bu oruç artık bana çok ağır geliyor.”

Bu olaydan çıkarılacak ders şudur: Allah’a yakınlık adına yapılan ibadetler, hayat boyu devam ettirilebilecek bir düzen içinde, dengeli ve sürdürülebilir olmalıdır. 

Oruç, Bir Tezkiye Vesilesidir

Oruç, sadece aç kalmak değil, aynı zamanda irade, sabır ve Allah’a yakınlık kazanmak için bir arınma vesilesidir. Ramazan ayında tutulan oruç, hem bireyin manevi temizliğine katkı sağlar hem de toplumsal dayanışmayı artırır.

Oruç, insanın nefsiyle mücadelesinin bir nişanesi olarak her yıl Ramazan ayında hatırlatılır. Onu şuurla ve ihlasla tutarak, hem dünyada hem de ahirette kurtuluşumuza vesile kılmak bizim elimizdedir.

oruç header

Oruç Duası

  • Oruç İçin Niyet

Oruç tutmaya niyet etmek farzdır. Niyet kalben de yapılabilir; ancak, dil ile söylemek niyetin bilinçli bir şekilde yapıldığını pekiştirir. “Niyet ettim, Allah rızası için (Ramazan-Nafile) oruç tutmaya.” şeklinde niyet edilebilir.

  • İftar Duası

Arapçası: “Allahümme leke sumtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rizkike eftartü. Feğfir lî yâ ğaffâru mâ kaddemtü ve mâ ahhartü.” (Ebû Dâvûd, Sıyam, 22; İbn Mâce, Sıyam, 45)

Türkçe Meali: “Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana iman ettim, sana güvendim ve senin rızkınla orucumu açıyorum. Ey bağışlayan (Ğaffâr) Rabbim! Önceden işlediğim ve sonradan işleyeceğim günahlarımı bağışla.”

Oruç Türleri Nelerdir? Oruç Ne Zaman Tutulur?

Farz Oruç

  1. Ramazan Orucu
  2. Ramazanda tutamadığımız oruçların kazası ve kefaret orucu.

Vacip Oruç

  1. Adak orucu
  2. Nafile oruç bozulduğunda kaza orucu tutmak

Nafile Oruç

Farz veya vacip olmadığı hâlde, sevap kazanmak niyetiyle tutulan oruca “nafile oruç” denir. Bu oruç, Ramazan ayı dışında tutulur ve kişinin isteğine bağlıdır.

  • Pazartesi ve Perşembe orucu
  • Dolunay günleri (Her ayın 13, 14 ve 15’i)
  • Zilhicce’nin ilk dokuz günü
  • Şevval orucu (Ramazan’dan sonra 6 gün)
  • Savm-ı Davut (Gün aşırı tutulan oruç)
  • Şaban Orucu
  • Aşure Orucu (Muharrem ayının 9,10 ve 11. günü)

Mekruh Oruç

Bazı günlerde oruç tutmak İslam’da mekruh kabul edilmiştir. Bunun sebebi, o günlerin Allah’ın bir ikram ve rahmet günü olması veya başka inançlara benzeme tehlikesi taşımasıdır.

  • Bayram Günlerinde Oruç Tutmak

Ramazan Bayramı’nın ilk günü ve Kurban Bayramı’nın dört günü oruç tutmak mekruhtur. Çünkü bu günler, Allah’ın müminlere birer ikramıdır ve sevinç günleri olarak belirlenmiştir.

  • Sadece Aşure Günü Oruç Tutmak

Muharrem ayının 10. günü tek başına oruç tutmak mekruhtur. Bunun yerine 9. veya 11. gün ile birlikte oruç tutulmalıdır.

  • Nevruz ve Mihrican Günleri Oruç Tutmak

İslam dışı kültürlerin özel günlerine benzeme riski nedeniyle bu günlerde oruç tutmak mekruh kabul edilmiştir. 

  • Cumartesi ve Pazar Günü Tek Başına Oruç Tutmak

Ehl-i kitabın (Yahudi ve Hristiyanların) ibadet günlerine benzememek için sadece Cumartesi veya sadece Pazar günü oruç tutmak mekruhtur. Eğer kandil gecesi veya özel bir gün bu günlere denk gelirse, oruç tutulabilir.

  • Cuma Günü Tek Başına Oruç Tutmak

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden hiç kimse cuma    günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya     bir gün sonradan da tutuyorsa, bu takdirde cuma günü de oruç tutabilir.” (Ebû Dâvûd,S avm,50) Hadisten de anlaşılacağı üzere cuma günü oruç tutmak için perşembe veya cumartesi günüyle birlikte tutulması gerekir.

  • Sağlığı Zayıflatacak Oruçlar

Vücut direncini ciddi şekilde zayıflatan ve hastalığı artıran oruçlar mekruh sayılmıştır. Özellikle doktorların oruç tutmayı sakıncalı bulduğu kişiler bu konuda dikkatli olmalıdır.

Kefaret Orucu

Kefaret, kelime anlamı olarak “örtmek, telafi etmek” demektir. Ramazan ayında, şer’î bir mazeret olmadan, kasten bozulan oruç için kefaret gerekir.

  • Kefaret Orucunun Süresi

Hanefi mezhebine göre kefaret için peş peşe 60 gün oruç tutulması gerekir. Eğer bu 60 gün içinde Ramazan ayı girerse, kefaret baştan başlar. Kadınların özel durumu hariç, oruca ara vermek kefareti geçersiz kılar. Toplamda 61 gün oruç tutulur: 60 gün kefaret, 1 gün de kaza orucudur.

  • Kefaret Gerektiren Durumlar
  1. Bilerek ve isteyerek bir şey yiyip içmek
  2. Ağız yoluyla vücuda besleyici bir madde almak
  3. Ramazan orucu sırasında, bilerek ve isteyerek eşiyle cima etmek 

Bunların dışındaki hatalar, kefaret gerektirmez ancak kaza edilmesi gerekir.

Kaza Orucu

Ramazan ayında tutulmayan oruçların yerine tutulan oruç, kaza orucudur ve bu oruç, farzdır. Oruç tutma imkânı olduğu hâlde, bilinçli olarak kazasını geciktirmek günah sayılmıştır.

  • Kaza Orucu mu Önceliklidir Yoksa Nafile Oruç mu?

Farz olan kaza oruçları, nafile oruçlardan önce tutulmalıdır. Ancak, Şevval ayında 6 gün orucu gibi faziletli bir nafile oruç kaçırılmak istenmiyorsa, kişi önce nafile orucunu tutup, sonra kaza oruçlarını tamamlayabilir. Eğer kişi bedenen zayıf düşeceğini düşünüyorsa, öncelikle kaza orucunu tamamlaması tavsiye edilir.

  • Nafile Oruç Bozulursa Ne Olur?

Bir kişi, niyet edip nafile oruç tuttuktan sonra orucunu bozarsa, bunu kaza etmesi vacip olur.

Oruca Engel Durumlar

Bazı durumlarda oruç tutmak farz olmadığı gibi, kişinin oruç tutması da yasaklanmıştır. Bu durumda, tercihine bırakılmaksızın kişinin oruç tutmaması gerekmektedir

  • 1Hayız (Regl) Hâli:

Hayız döneminde olan kadınlar oruç tutamaz.

  • 2Nifas (Lohusalık) Hâli:

Bir kişi, niyet edip nafile oruç tuttuktan sonra orucunu bozarsa, bunu kaza etmesi vacip olur.

  • 3Ciddi Hastalık:

Oruç tuttuğunda sağlığı kötüleşecek olan bir hasta, oruç tutmamalıdır. Doktor tavsiyesiyle kişi, hastalığı iyileşene kadar oruçtan muaf tutulur.

Oruç Tutmama ve Bozma Ruhsatı

  • Sefer halindeki birinin oruç tutmama veyahut dayanamayıp orucu bozma ruhsatı vardır. Ancak bu konuyla ilgili farklı fetvalar da mevcuttur. “Kişi yola çıkmadan önce niyetlendi ise, yolda, ortada orucu bozmasa daha hayırlı olur.” diyen görüşler de vardır.
  • Bir kadın hamileyse veyahut çocuk emziriyorsa, oruç tutmama ruhsatı vardır. Diyelim ki oruca başladı ama iftara kadar dayanamadı, mecali yetmedi. Orucu bozma ruhsatı vardır.
  • Kişinin ciddi bir hastalığı varsa ve kişi oruç tutmayı denediği halde yorulduğu bir duruma gelmişse, bu durumda oruç tutmama hakkı olduğu gibi, orucu bozma hakkı da vardır.
  • Yaşlılıkta oruç tutmama veya orucu bozma ruhsatı vardır.
  • Savaşa giden kişinin oruç tutmama veya orucu bozma ruhsatı vardır.
  • Kaza mı? Kefaret mi?

    Yukarıda belirttiğimiz durumlarda kişi, oruca niyet etmiş ancak dayanamayarak orucunu bozmuşsa kefaret gerekmez. Orucun güne gün yani bir gün karşılığında bir gün kaza edilmesi gerekir. Bu konular, kişinin amellerini ve takvâ derecesini belirleyen önemli hususlardandır.

Oruç Tutmama ve Bozma Ruhsatı

Fitre Nedir? Fidye Nedir?

 Fitre, zekât gibi mali bir ibadettir ve “sadaka-i fıtır” olarak da adlandırılır. 80 gram altından fazla mal varlığına sahip olan bir kişi, himayesinde bulunan her birey için fitre vermelidir.

  • Fitre miktarı her yıl Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenir.
  • Ramazan başlamadan önce verilmesi caizdir, ancak Ramazan ayı içinde, özellikle bayramdan önce verilmesi önerilir

Fidye, kelime anlamı olarak “feda edilen şey” demektir ve oruç tutamamanın karşılığı olarak verilen bir bedeldir.

  • Yaşlı veya kronik hasta olup, oruç tutamayacak durumda olan kişiler fidye vermelidir.
  • Fidye, Ramazan ayının her günü için bir fakire verilir
  • Fitre ve fidye miktarı aynıdır ve her yıl Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenir.

Hayalhanem Tüm Videolarına Linkten Ulaşabilirsiniz; https://www.youtube.com/@hayalhanem

 

Oruç, Orucu Bozan Durumlar, Fidye, Fitre, Oruç ile ilgili Video

ORUÇ İLE ALAKALI SIKÇA SORULAN SORULAR

Vücuttan çıkan bir şey orucu bozmayacaktır. Bu nedenle kan vermek ve hacamat orucu bozmaz.

Diş fırçalamak misvak kullanmaya benzetilmiştir. Macun kullanmadan sadece suyla fırçalamak teşvik bile edilmiştir. Macun sürülmesi çok fazla önerilmese de macun yutulmadığı sürece orucu bozmamaktadır. Özetle su ve diş macununun boğaza kaçmaması halinde oruç bozulmaz.

Bu konuyu üç ayrı duruma göre ele alabiliriz:

1-Oruçlu olduğunu bildiği hâlde bilerek yemek veya içmek; orucu bozar ve kefaret gerektirir.

2-Oruçlu olduğunu bildiği hâlde yanlışlıkla bir şey yemek veya içmek; orucu bozar ancak kefaret gerekmez, sadece kaza edilmesi gerekir.

3-Oruçlu olduğunu unutarak yemek veya içmek; bu durumda oruç bozulmaz. Zira Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhârî, Savm 26, Eymân 15)

Bu konu, kusmanın istem dışı mı yoksa bilinçli mi olduğu durumuna göre değerlendirilir.

  • İrade dışı (kendiliğinden) kusmak: Orucu bozmaz. Miktarı önemli değildir, kişi ne kadar kusarsa kussun orucu geçerlidir. Kaza gerekmez.
  • Bilerek kusmak (kendi isteğiyle): Ağız dolusu olacak şekilde bilerek kusmak orucu bozar. Bu durumda orucun kazâ edilmesi gerekir. Ağız dolusundan az kusmak orucu bozmaz.

    Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Oruçlu kimse kendisine hakim olamayarak kusarsa ona kaza gerekmez. Her kimde kendi isteğiyle kusarsa, orucunu kaza etsin.”(Ebû Dâvûd, Savm, 32; Tirmizî, Savm, 25)

Gözeneklerden giren veyahut emilen bir şey orucu bozmaz. O yüzden göze damlatılan damla da orucu bozmaz.

Bu halde oruç tutulabilir fakat kişinin ilk fırsatta, en hızlı şekilde temizlenmesi önerilir. Normalde o haldeyken temizlenme süresi diğer namaz vaktine kadardır lakin Ramazan ayı olduğu için bu aya hürmeten temizlenmenin hızlı yapılması önerilir.

Evet, fidye günlük yemek miktarıdır ve fakire yemek olarak verilebilir.

İnsülin iğnesinin orucu bozup bozmadığı konusunda farklı fıkhi görüşler bulunmaktadır. İmam Ebu Hanife’ye göre insülin iğnesi orucu bozar. İmameyn yani Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e göre ise insülin iğnesi orucu bozmaz.

Oruç tutabilecek durumda olan diyabet hastaları oruçlarına devam edebilir, ancak ihtiyaten fidye vermeleri önerilir. Sağlığı ciddi şekilde etkilenecek kişiler için oruçtan muafiyet ve fidye vermek dinî bir kolaylıktır. İlerleyen dönemlerde sağlıkları elverirse, oruçlarını kazâ edebilirler. Nitekim, sağlık durumu elverişli olmayanların, oruç tutmayıp fidye vermeleri tavsiye edilir.

Niyet, orucun geçerli olması için şarttır. Kalben niyet etmek yeterlidir, ancak dil ile ifade etmek menduptur. Akşamdan niyet etmek veya sahura kalkmak da niyet yerine geçer.

Kişi sahura kalkmadan da oruç tutabilir, ancak sahur bereket olduğu için sahura kalkılması tavsiye edilmiştir. Sahura kalkılması hususunda Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab’ın orucunu ayıran sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm, 46) Ayrıca, “Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içseniz sahura kalkın. Allah sahura kalkanlara rahmet eder, melekler de onlar için dua eder.” (Müsned, 3:44)

  1. Evet, bozar. Ancak kefaret gerektirmez, sadece güne gün kaza edilmelidir.

Hayır, ezan başladığında yeme ve içme bırakılmalıdır. “Ezan bitene kadar yemek yenir.” bilgisi yanlıştır. Eğer ağızda lokma varsa bitirilebilir.

Sigara orucu bozar ve kefaret gerektirir. Sigara, buhar gibi çekildiği ve lezzet verici olduğu için kaza ve kefaret orucu tutulmalıdır.

Yazar : Mehmet Yıldız

BENZER MAKALELER