EFENDİMİZ (s.a.v.) MESCİDE GELEN KİŞİYİ NEDEN GERİ GÖNDERMİŞTİR?
ASLAN YATTIĞI YERDEN BELLİ OLUR
ALLAH GÜZELDİR GÜZEL OLANI SEVER
ABDURRAHMAN B. AVF (r.a.) – DÛMETÜL CENDEL SERİYYESİ
Efendimiz(s.a.v.), Abdurrahman ibni Avf’ı(r.a.) bir bölümü Pers’e, bir bölümü de Bizans’a bakan Benî Kelb kabilesinin üzerine, Dûmetül cendel seriyesine göndermiş (bk. TDV İ. Ans., X/1) ve giderken de bir nasihat etmiştir: “Benî Kelb kabilesi Kureyşle şimdiye kadar hiç anlaşamamıştır. O yüzden orada işler bittikten sonra o kabileden bir kızla evlenmeye çalış.” Allah Resûlü(s.a.v.) o kabileyle bağ kurmak için ona böyle nasihat etmiştir. Efendimiz(s.a.v.), Tebük’e yakın bu topraklara 700 kişilik bir ordu göndermiş, ordunun başına komutan olarak Abdurrahman ibni Avf’ı(r.a.) koymuştur. Abdurrahman(r.a.) son hazırlıklarını yaparken biraz acele ettiğinden sarığını hafif eğri sarmış, onu öyle gören Efendimiz(s.a.v.) “Bu ne hal?” deyince Abdurrahman b. Avf(r.a.) “Tüm işlerimi bitirdim, biraz acele edince de sarığımı saramadım.” demiştir. Efendimiz(s.a.v.) onu dizlerinin dibine oturtarak sarığını güzelce sarmış ve “Allah güzeldir, güzel olanı sever; temizdir, temizliği sever; kerem sahibidir, cömertliği sever.” demiştir. (Müslim, Îmân, 147; Tirmizî, Edeb, 41)
Bir defasında saçı başı dağınık biri mescide girince, Efendimiz(s.a.v.) eliyle çıkmasını işaret etmiş, adam saçını başını düzeltip geldikten sonra, “Herhangi birinizin böyle gelmesi, şeytan gibi saçı başı dağınık bir halde gelmesinden daha iyi değil mi?” demiştir. (Muvatta, İmam Mâlik, şa‘r 7 (s. 949))
Zarafet Peygamberi(s.a.v.), her alanda bize bunu öğretir. Nezaket, zarafet, estetik O’nun(s.a.v.) hayatının her daim bir parçası olmuştur. Efendimiz(s.a.v.) bir cihada, mücadeleye gidilirken bile zarafeti asla elden bırakmamıştır.
Efendimiz(s.a.v.), Abdurrahman ibni Avf’ı(r.a.) gönderirken: “Siz o topraklara davete gidiyorsunuz, adaletle hükmedin. Kadına, çocuğa, yaşlıya, mâbeddekine dokunmayın. Rengi, ırkı ne olursa olsun iman eden herkes sizin kardeşinizdir. Elinizdeki kılıçla, insan ile İslâm arasına giren engelleri bertaraf edin.” diye buyurur. (Ebû Dâvûd, Cihad, 90; Neylu’l-Evtar,7/246)
