Not; bu bölümün tamamı büyük oranda yorum içeriyor, bilgilendirme amacına fazla uygun değil gibi…
Her peygamber muhatap olduğu toplumun niteliklerine göre çeşitli mucizeler getirmiştir ve şüphesiz Efendimiz’in(s.a.v.) en büyük mucizesi Kur’an’dır. Kur’an’ın; nazmı, belagati, fesahati, gaipten haber veriyor oluşu ve korunmuşluğu çok büyük mucizelerdir. Bunların yanında muazzam bir mucizesi daha vardır ki o da: “Kömür olan ruhları elmasa çevirmesidir.” Dünya genelinde mevcut konjonktüre baktığınızda Müslümanlar, dünya için ne ekonomik anlamda ne de askeri güç, kuvvet ve birlik olma noktasında korkulacak bir durumda maalesef değildir. Ama bütün dünya İslâm dininden ciddi manada korkmaktadır. Hatta dünyada bu korku o kadar yayılmıştır ki dillerinde, haber bültenlerinde ve basın metinlerinde en çok uğraştıkları konu İslâmofobi’dir. Tüm dünya, insanları sürekli İslâm dininden korkutmaya ve uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Madem pek çok alanda İslâm’ın korkulacak bir yanı yoktur, onların bu kadar korkmalarına sebep olan şey nedir?
Tüm dünyayı korkutan asıl mesele Kur’an’ın insanı değiştirme gücüdür. Kur’an’da öyle bir sır vardır ki, kim onunla dostluk kursa kömürken elmasa dönüşür. Onun için dünya bizden değil, İslâm aracılığıyla elimizde bulunan bu dönüştürme gücünden korkmaktadır. Çünkü biliyorlar ki tarihi değiştiren insanlar bir kez geldiyse bir daha gelebilirler. Zira herkes yirmi üç yıllık bir nübüvvet dönemi ile dünyanın tamamına neyin yayıldığının farkında ve bu hakikatler tekrar insanların arasında dolaşırsa o gül devri yeniden gelecek diye korkuyorlar, ki gelecektir de inşallah. Kıyametin tek alameti güneşin dürülmesi değildir. Bir önemli alameti de gül devrinin tekrar yaşanacağıdır biiznillah. Onlar da bunun farkında olduklarından Kur’an’ın bu mucizesinden korkmakta ve insanlar arasında: “İslâm kötüdür, İslâm korkulacak bir şeydir.” diye dedikodular, lâf-ü güzaflar yaymaktadırlar.