Mümkün-ül vücud mertebesi için her insan kendisini düşünebilir. Mesela sizin varlığınız ve yokluğunuz müsavi yani eşittir. Ama siz yıllardır varlık âlemindesiniz. Demek sizin varlığınızı yokluğunuza tercih eden bir tercih edici var ve sizi varlık âlemine o çıkardı. Peki kim bu tercih edici? Anne-babanız olabilir mi? Anne-babanız “Artık bir evladımız olmasını istiyoruz. Evladımızın olmasını olmamasına tercih ediyoruz!” diyerek sizi yokluk âleminden varlık âlemine çıkarabilir mi? Gelin beraber bakalım çıkarabilir mi?
Anneniz, babanız, siz, biz ve etrafınızda gördüğünüz her şey mümkün-ül vücud mertebesindedir. Yani varlığı ile yokluğu eşittir.
Peki, varlığı ve yokluğu eşit olan anne-babanız, varlığı ve yokluğu eşit diğer bir varlık olan sizi varlık sahasına çıkarabilir mi?
-Siz yokluk âleminden varlık âlemine çıkmak için sonsuz bir kudrete muhtaç mısınız?
-Evet, muhtaçsınız.
-Anne- babanız yokluk âleminden varlık âlemine çıkmak için sonsuz bir kudrete muhtaç mı?
-Evet, muhtaç.
-Peki, varlık âlemine çıkmak için sonsuz bir kudrete muhtaç olan biri, varlık âlemine çıkmak için sonsuz kudrete muhtaç başka birinin varlık âlemine çıkması için esas sebep olabilir mi?
-Kesinlikle olamaz! Çünkü mümkün mümküne illet (esas sebep) olamaz.
Bizim gibi mümkün vücut mertebesinde olan kişiler, vücut mertebesi vacip (zorunlu) olan bir müreccihe -bizim yokluk âleminden varlık âlemine çıkmamızı tercih edecek bir zata- ihtiyaç duymak zorundadırlar. Demek birinin bizim varlık âlemine çıkmamız için “Kûn” demesi gerekir. Kimin? Allah Azze ve Cellenin!
Kâinatta yaratılan her insanın doğduğu ilk andan itibaren ihtiyaç duyduğu anne sütü, su, yeryüzündeki azot döngüsü, 400 milyar Samanyolu galaksisindeki bütün yıldızların her birisinin tespih tanesi gibi dönüşündeki düzenlilik, dünyanın 1670 km. hızla kendi ekseni etrafında, 108 bin km. hızla güneş sistemi etrafında dönmesinin devam etmesi, 40 bin km. uzunluğundaki damarlarımızın sürekli besin taşıması gibi, saymakla bitiremeyeceğimiz ihtiyaçlarının hepsi an be an karşılanır. İnsanın ihtiyaçları karşılanırken varlığını devam ettirebilmesi için arıların, karıncaların, böceklerin, bitkilerin, ağaçların da ihtiyaçları karşılanır ki, ekosistemde ufacık bir sorun olmasın. Zira bugün ekosistemden sadece arıyı çıkartacak olsak tüm ekosistem altüst olur ve insan varlığını devam ettiremez.
Şimdi gelelim en önemli noktaya. Kâinattaki bütün mevcudatın bütün ihtiyaçları sonsuz derecede karşılanıyorsa ve bu sonsuz derecede karşılanan ihtiyaçları sonsuz zaman boyunca devam ediyorsa, bu sonsuz ihtiyaçları karşılayan kimsenin, bu ihtiyaçlardan hiçbirisine ihtiyaç duymama zorunluluğu vardır. Demek ki bu zat mümteni vücut mertebesinde olamaz. Bu kadar ihtiyaç karşılanıyor ve bu ihtiyaçları karşılayan kimsenin bu ihtiyaçlara ihtiyaç duymama zorunluluğu varsa, demek ki bu zat mümkün vücut mertebesinde de olamaz. Öyleyse bu zat, tüm ihtiyaçları karşılayan ama kendisinin hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, bizatihi kendi nefsi ile kaim olan Vacib’ül Vücud mertebesindeki Allah Azze ve Celle olmak zorundadır.
Bütün bildirimlerden ilk sizin haberiniz olmasını istiyorsanız aşağıdaki linkten kayıt olabilirsiniz.