Hz. Ömer’in (r.a.) hanımına nasihati: ‘Hz. Ali’nin (r.a.) kızı, Hz. Ömer’in (r.a.) zevcesi olmak sana yetmez mi ey Ümmü Gülsüm!’

Hz. Ömer’in (r.a.) hanımına nasihati: ‘Hz. Ali’nin (r.a.) kızı, Hz. Ömer’in (r.a.) zevcesi olmak sana yetmez mi ey Ümmü Gülsüm!’

Basra’nın kuzeyinde Kays b. Seleme’nin itaat altına aldığı bir bölge vardır. Orada dünya tarihinde emsali görülmemiş ender bir mücevher bulunmaktadır. Kays o mücevheri hemen bir elçiye verir ve “Bu mücevheri benden halife Ömer’e(r.a.) hediye olarak götür” der. Ondan sonrasını elçi sahâbi bize şöyle anlatır: “Geldiğimde halife elinde çoban değneği ile fakir halka erzak dağıtıyordu. Beni gördü, vazifemi bildi. ‘Otur hele şöyle kenara!’ dedi. Bana düşen erzakı da verdi. Daha sonra beni aldı, evine götürdü. Hanımı Ümmü Gülsüm’e(r.a.) seslendi: ‘Ümmü Gülsüm, bize yiyecek bir şeyler çıkar!’ Sofrada biraz ekmek ve zeytin vardı. Hz. Ömer(r.a.) hanımına ‘Gel, sen de bizimle otur!’ dedi. Ümmü Gülsüm(r.a.) ‘Ya Ömer(r.a.), sofraya oturmaya layık kıymetli bir elbise üstümde yoktur.” deyince Hz. Ömer(r.a.) ‘Hz. Ali’nin kızı, Hz. Ömer’in zevcesi olmak sana şeref olarak yetmez mi, Ey ümmü Gülsüm?” dedi. Bu konuşmadan sonra Kays’ın ona gönderdiği mücevheri birden çıkardım ama çıkarmamla Hz. Ömer’in(r.a.) kapatması bir oldu. ‘Bu Ömer’in değil, ümmetin malıdır!’ dedi. Mücevherle beni tekrar gönderirken Kays’a da şu haberi gönderdi: ‘Ey Kays bir daha böyle bir şey yaparsanız ikinizin de vay haline!” (Taberî, Târîh, IV, 178-179)

Yazar : Mehmet Yıldız

BENZER MAKALELER