İskenderiye’de yaşayan Yahûdi bir tüccar, Vali Ebû Vakkâs’ın(r.a.) adil olmayan bir kararına itiraz eder. Lâkin nafile! İtirazı kabul görmez. Adaletsizlikten yakınan tacire, Medine’ye gidip Halife Ömer’i(r.a.) bulması ve derdini anlatması tavsiye edilir. Medine’ye varan tacir, Halife Ömer’i(r.a.) eski püskü kıyafetler içinde, bir hurma ağacının altında, ateşin başında uyurken bulur ve şaşırır. Usulca Hz. Ömer’i(r.a.) uyandırıp, derdini anlatır. Hz. Ömer(r.a.) tüccarın lafını yarıda kesip ateşin içinden bir köz parçasını alır ve kâğıdı karalar. Kâğıdı tacire verir ve İskenderiye Valisi Ebû Vakkâs’a(r.a.) teslim etmesini, aradığı adaleti bulacağını söyler. Tüccar şaşırır ve notu alıp Medine’ye gider. Hz. Ömer’in(r.a.) kendisine bir kâğıt gönderdiğini söyleyip notu Vali’ye teslim eder. Vali Ebû Vakkâs(r.a.) notu okur ve büyük bir korkuya kapılır.
Ebû Vakkâs’ın(r.a.) notu okuduktan sonra korkuya kapılma sebebi ise şudur: İslâmiyet’ten önce Hz. Ömer’in(r.a.) deve çobanlığı yaptığı dönemde, Ebû Vakkâs(r.a.) ve Hz. Ömer(r.a.) ticaret için İran’daki Sassani memleketine gider. Şehre vardıktan sonra Hz. Ömer(r.a.) ve Ebû Vakkâs’ın(r.a.) atları ve altınları gasp edilir. Hz. Ömer(r.a.) “Nasıl olur? Gece vakti bizim altınımız, atımız nasıl çalınır?” deyince etraftakiler “Ey Ömer! Buranın hükümdarı, Nuşirevan-ı Âdil’dir. Git derdini ona anlat!” derler. Bunun üzerine Hz. Ömer(r.a.) hükümdarın karşısına çıkar ve parasının çalındığının söyler. Duydukları karşısında Nuşirevan “Ey Ömer! Madem paran çalınacaktı, neden uyudun?” diye sorar. Hz. Ömer(r.a.) ise ona “Ben Nuşirevan’ı uyanık sandım da ondan uyudum.” diye karşılık verir. Bunun üzerine hükümdar Hz. Ömer(r.a.) ve Ebî Vakkâs’ın(r.a.) geceyi şehirde geçirmelerini, ertesi gün birinin doğu ötekinin de batı kapısından şehri terk etmelerini, aradıkları adalete kavuşacaklarını söyler. Mallarla ilgili ise tek söz yoktur. Hz. Ömer(r.a.) ve Ebû Vakkâs(r.a.) umutsuzluk içinde geceyi geçirir. Ertesi sabah biri doğu, öteki batı kapısına yönelir. Kapının birisinde Nuşirevan’ın oğlunun kellesi, diğerinde de hem paralar hem de hancının kellesi vardır. Meğer onların mallarını çalan Nuşirevan’ın oğlu ile hancı imiş ve adil hükümdar adaleti bu şekilde tesis etmiş.
Hz. Ömer(r.a.) yaşadıkları haksızlık karşısında sergilenen adalete Ebû Vakkâs(r.a.) ile şahit olduğu için gün gelmiş Vali Ebû Vakkâs’ın(r.a.) Yahûdi tüccara karşı yaptığı haksızlığa da bir yazı ile cevap vermiştir ve o kâğıtta şu yazmaktadır: “Ey Sa’d! Şüphesiz ki ben, Nuşirevan’dan daha az adil değilim.”