EFENDİMİZ TEBÜK’E SEFERE GİDERKEN NEDEN HZ. ALİ’Yİ GÖTÜRMEMİŞTİR?
Hz. Ali’nin(r.a.) katılmadığı tek sefer Tebük Seferi’dir. Bir sahâbiye “Öl!” demek kolaydır lakin “Kal!” demek çok zordur. Hele o sahâbi Hz. Ali(r.a.) gibi biriyse bu daha da zordur. Ama Efendimiz(s.a.v.) Tebük Seferi’nde Ehl-i Beyt’i koruması ve geride kalan münafıklarla baş etmesi için Hz. Ali’ye(r.a.) “Kal!” demiş ve onu yerine vezir olarak atamıştır. Muhammed bin Mesleme’yi(r.a.) ise vali olarak bırakmıştır. Tabii bu sırada Yahûdilerin fitne ateşi devam etmektedir. Onlar bu durum için de bir fitne çıkarmışlar ve “Ali(r.a.) korktuğu için Tebük’e katılmadı.” demişlerdir. Hz. Ali(r.a.) ise bu sözleri sindiremeyip yola revan olmuş ve Efendimiz’e(s.a.v.) yetişince “Ya Resûlullah! Söylesene beni neden geride bıraktın?” diye sormuştur. Allah Resûlü(s.a.v.) ise “Ali kalman lazım! Hârûn Mûsâ’ya neyse sen bana öylesin. Ama benden sonra peygamberlik yok!” buyurmuştur. Hârûn(a.s.) Mûsâ’ya(a.s.) kardeştir ve Mûsâ(a.s.), Tûr-î Sînâ’ya giderken kendi yerine onu vezir bırakmıştır. İşte Hz. Ali’nin(r.a.) kameti kıymeti de Efendimiz’in(s.a.v.) nezdinde böyle olduğundan Efendimiz(s.a.v.) Tebük’e giderken onu geride bırakmıştır.
