Fetih Suresi
Fetih Suresi’ni, Arapça metni ile okumak ve Türkçe mealini öğrenmek adına, anlamını derinlemesine olarak bu içerikte bulabilirsiniz.
Fetih Suresi okunuşu ve Türkçe mealinin yanı sıra, Fetih Suresi Arapça yazılışı hakkında merak edilenleri öğrenmek için, yazımızı okuyun.
Fetih Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 29 adetten oluşan ve Medin e’de nüzul etmiş bir suredir. İslam’ın yayılma sürecindeki kilometre taşlarından, Hudeybiye Antlaşması sonrasında sure inmiştir. Hicret’ten 6 sene sonra, Hz. Muhammed (s.a.v) ve beraberindeki sahabelerin umre için Mekke’ye gitmek istemesine, engel olunmuştur. Yapılan anlaşma ise Fetih Suresi’nde, “apaçık bir fetih” olarak ifade edilir. Surede, yapılan barış anlaşmasının İslam alemi için askeri ve siyasi anlamdaki avantajı yer alır.
Fetih Suresi’nde, Hudeybiye Anlaşması’nın yanında Peygamberimizin (s.a.v) geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanacağı yer alır. Bir müminin nasıl olması gerektiği, müşrik ve münafıkların nasıl insanlar olduğuna yönelik ayetler de, Fetih Suresi içinde yer alır. 29 ayetten oluşan sure, “Biz sana apaçık bir fetih verdik” (48:1) ayeti ile başlar. Rıdvan Biatı, Peygamberin görevleri ve sahabelerin nasıl olması gerektiğine dair de sureler vardır. Gerek tasavvufi, gerek de kelamî açıdan Fetih Suresi hem bir siyasi zaferi hem de gönüllerdeki fethi ifade eder. Sure, Müslümanlar için çok kıymetlidir. Nitekim bir zafer kazanma veya önemli bir sıkıntıdan kurtulma amacı ile, Fetih Suresi okunur. İslam alimlerinin rivayetlerine göre, Fetih Suresi okuyan bir kişi, Hudeybiye’de bulunan Paygamberimizin (s.a.v) sahabelerin ile birlikteymişçesine sevap kazanacaktır.
Fetih Suresi Arapça Nasıl Okunur? Fetih Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe anlamını Oku ve Detaylı Videoyu İzle
Fetih Suresi Neden İndirildi? İslam İçin Anlamı Nedir?
Fetih Suresi’nin ilk ayetinde, “İnna fetehnâ leke fettan mubînâ”, yani “Şüphesiz ki biz sana apaçık bir fetih verdik” ifadesi yer alır.
Temel olarak sure, Hudeybiye Antlaşması’nın mukaddes dinimiz açısından önemini, stratejik anlamını içerir. Surede, fetih ifadesi birden fazla kez geçer, bu nedenle de bu ismi almıştır. Arapçada “fetih” ifadesi zafer, engeli aşma ve yeni bir şey başlatma” manasına gelir. Ancak sadece bir yerin ele geçirilmesi anlamını taşımaz. Fetih aynı zamanda, manevi olarak kalpleri fethetmek anlamı da taşır.
Fetih Suresi, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra indirilen bir sure olmasına karşın, içerdiği ayetlerle Hz. Muhammed’in Allah katında kabul görmesi, İslamiyet’in yayılışının siyasi anlamda zemininin güçlenmesi mesajlarını verir. En önemlisi ise, İslam’ın yayılma sürecinde kalplerdeki tereddütlerin ortadan kalkmasını, manevi olarak bir fethin sağlanmasını da ifade eder. Bu anlamda Fetih Suresi, dinimizin önündeki sınırların, engellerin kalkmasını ve kalpleri fethetmesini ifade eden önemli bir suredir.
Fetih Suresi Arapça Oku - Surenin Arapça Yazılışı
Fetih Suresi 1. Sayfa

Fetih Suresi 2. Sayfa

Fetih Suresi 3. Sayfa

Fetih Suresi 4. Sayfa

Fetih Suresi 5. Sayfa


Fetih Suresi’nin Önemli Mesajları Nelerdir?
Fetih Suresi gerek İslamiyet tarihi gerek de müminlerin karakterlerine ve münafıkların iç dünyasına dair verdiği mesajlarla önemlidir. İslamiyet’in yayılma sürecine dair önemli vaatler ve bilgiler içermesi bakımından Fetih, en kıymetli sureler içinde yer alır.
Allah, İslamiyet’in yayılmasının önünü açan zaferi müjde etti
Fetih Suresi’nin ilk ayeti, “Biz sana apaçık bir fetih verdik”tir. Bu ayet, o dönemde Hudeybiye Antlaşması’nın bazıları tarafından bir mağlubiyet olarak görülmesine rağmen, bu barış durumununun Allah nezdinde bir “fetih” olarak görüldüğünü gösterir:
Barış en büyük fetihtir
İslam tarihinde, Hudeybiye askeri anlamda bir zafer sayılmamasına karşın, bu sure ile barış bir “fetih” olarak müjdelendi. Surede bu anlamda öne çıkan mesajlar şu şekilde oldu:
Hz. Muhammed’in (s.a.v) makamına yönelik biat
Fetih Suresi, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) İslam dünyasındaki konumunu pekiştiren ayetler içermesi bakımından önemlidir:
Rıdvan Biatı
Hz. Osman’ın müşriklerce şehit edildiği haberi, müminler arasında büyük bir infial yaratmıştı. Bu durumda birçok sahabe, Kureyşlilere savaş açmak için hazırdı. Hz. Muhammed’in, sahabelere “Allahü teala, bana biat yapılmasını emretti” ifadesinden sonra ise Semüre Ağacı olarak bilinen, sonrasında ise Rıdvan Ağacı olarak adlandırılacak ağacın altında duruldu. Buradaki Müslümanların her biri, Allah yolunda savaşmaktan asla çekinmeyeceğine yönelik biat etti. Bu olay, Fetih Suresi’nde yer alır ve önemi şu şekildedir:
Fetih Suresi’nin Faziletleri Nelerdir?
1. Zafer duygusu
Fetih Suresi’nin birçok fazileti olsa da en önemlisi, Müslümanlara verdiği güven ve zafer duygusudur. İnsanlar en zor durumlarda bile, toparlama ve ayağa kalkma kudretini, Fetih Suresi ile bulabilir. Müminlerin moral bulduğu ayetleri, İslam’ın yayılış sürecinde müminlere güç vermiştir. Günümüzde de Fetih Suresi, moral veren ayetleri ile Müslümanların psikolojik olarak desteğidir.
Asırlar boyunca savaş öncesinde, ordular tarafından Fetih Suresi okunduğu bilinir. Hatta, Osmanlı İmparatorluğu’nda bir Fetih Alayı dahi bulunuyordu.
2. Zor zamanları aşmada manevi destek
Halk arasında Fetih Suresi, zor durumları aşmak ve feraha kavuşmak adına bir işi kolaylaştırmak için okunan bir suredir. Sure, özellikle zor bir işi kolaylaştırma, iş veya evlilik gibi durumların hayırla yerine gelmesi, savaş gibi önemli süreçlerde okunur.
Surenin zorlukları aşmak adına okunması geleneği, tasavvuf kaynaklarında yer alır. Bu anlamda alimler, surenin 7 gün, 41 kez ve 313 kez okunmasını tavsiye etmiştir.
3. Kalplerde huzur
İçinden çıkılmaz durumlar içinde olan ve adeta kalbi sıkışanlar için, Fetih Suresi’nin diğer fazileti de kalplere huzur vermesidir. Surede yer alan “O, müminlerin kalplerine sekînet indirdi” ifadesindeki sekînet, huzur ve güven anlamlarına gelir. İçerdiği sakinet duası ile, Fetih Suresi kalpleri ferahlatmak için okunan sureler içinde kabul edilir.
Fetih Suresi bu nedenledir ki, zikir ve murakabe öncesinde en çok okunan surelerden biri olmuştur.
4. Allah’ın rızasını kazanma
Fetih Suresi’nde geçen Rıdvan Biatı, surenin en önemli kısımlarından biridir. Nitekim, ayette bu ifade yer alır:
“Andolsun, o ağacın altında sana biat ederlerken Allah müminlerden razı olmuştur” (48:18)
Hz. Muhammed’e (s.a.v) yönelik yapılan bu biat için, Allah-u Teala rızasını belirtmiştir. Fetih Suresi’nin faziletlerinden biri de, Allah’ın rızasının olduğu kişiler içinde anılma niyetini taşımasıdır.
5. Müminlere yönelik övgü
Fetih Suresi’nde, Müslümanların nasıl bir karakter ve ahlakta olması gerektiğine dair önemli ayetler yer alır. Surede geçen son ayet şöyledir:

“Onunla (Hz. Muhammed s.a.v) beraber olanlar kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidir. Onları rükû ederken, secde ederken görürsün”.
Fetih Suresi’nin önemi
Fetih Suresi hem İslamiyet tarihi perspektifinden olan önemi hem de iman ile sadakat ve inancın vurgulaması açısından oldukça önemlidir. Surenin önemini aşağıdaki konu başlıklarında vurgulamak mümkün:
Barışçıl ve stratejik mücadele: Fetih Suresi, Hudeybiye’den ayrı ele alınamaz. Bu surenin, savaş yapılmadan elde edilen bir kazanımı “fetih” olarak adlandırması İslam’ın mücadele tarihi açısından önemlidir.


Fetih Suresi
Türkçe Okunuşu

Fetih Suresi Türkçe okunuşunda, Arap alfabesinde yer alan harflerin tamamının Latin alfabesinde olmaması nedeniyle doğru okuma önemlidir.
Bismillâhirrahmanirrahim.
- İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
- Liyagfire leke’llâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhara ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
- Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
- Hüvellezî enzele’s-sekînete fî kulûbi’l-mu’minîne liyezdâdû îmânen me’a îmânihim; ve lillâhi cunûdu’s-semâvâti ve’l-ard; ve kânallâhu alîmen hakîmâ.
- Li yudhile’l-mu’minîne ve’l-mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve yukaffire anhum seyyiâtihim; ve kâne zâlike indallâhi fevzen azîmâ.
- Ve yu’azzibel münâfikîne ve’l-münâfikâti ve’l-muşrikîne ve’l-muşrikâti’z-zânnîne billâhi zanne’s-sev’; aleyhim dâiratu’s-sev’; ve gadiballâhu aleyhim ve leanehum ve e’adde lehum cehenneme; ve sâet masîrâ.
- Ve lillâhi cunûdu’s-semâvâti ve’l-ard; ve kânallâhu azîzen hakîmâ.
- İnnâ erselnâke şahiden ve mübeşşiren ve nezîrâ.
- Li tu’minû billâhi ve resûlihi ve tuazzirûhu ve tuvakkirûhu ve tusebbihûhu bukraten ve asîlâ.
- İnnellezîne yubâyi’ûneke innemâ yubâyi’ûnelleh; yedullâhi fevga eydîhim; fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih; ve men evfâ bimâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecran azîmâ.
- Seyekûlulek el-muhallefûne minel a’râbi şegaletenâ emvâlunâ ve ehlunâ festagfir lenâ; yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim; kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â; bel kânallâhu bimâ ta’melûne habîrâ.
- Bel zanentum ellen yenkalibe’r-resûlu ve’l-mu’minûne ilâ ehlihim ebeden; ve züyine zâlike fî kulûbikum; ve zanentum zanne’s-sev’; ve kuntum kavmen bârâ.
- Ve men lem yu’min billâhi ve resûlihî fe innâ a’tednâ lilkâfirîne sa’îrâ.
- Ve lillâhi mulku’s-semâvâti ve’l-ard; yaghfiru limen yeşâ’u ve yu’azzibu men yeşâ’; ve kânallâhu gafûren rahîmâ.
- Se yekûlulel-muhallefûne izen talegtum ilâ megânime li te’huzûhâ zerûnâ nettebi’kum; yurîdûne en yubeddilû kelâmallâh; kul len tettebiûnâ kezâlikum gâlelâhu min gablu; fe seyegûlûne bel tehsedûnenâ; bel kânû lâ yefgahûne illâ kalîlâ.
- Kul lil-muhallefîne minel a’râbi setud’avne ilâ kavmin ûlî be’sin şedîdin tukâtilûnehum ev yuslimûn; fe in tutî’û yu’tikumu’llâhu ecran hasenâ; ve in tevellav kemâ tevleytum min gablu yu’azzibkum azâben elîmâ.
- Leyse ale’l-e’mâ haracun ve lâ ale’l-a’reci haracun ve lâ ale’l-merîdi haracun; ve men yuti’illâhe ve resûlehu yudkhilhu cennâtin tecrî min tahtihel enhâru; ve men yetevella yu’azzibhu azâben elîmâ.
- Lekad radıyallâhu ani’l-mu’minîne iz yübâyi’ûneke tahta’ş-şecereti fe alime mâ fî kulûbihim fe enzeles-sekînete aleyhim ve esâbehüm fethan garîbâ.
- Ve megânime kesîraten ye’khuzûnehâ; ve kânallâhu azîzen hakîmâ.
- Ve a’dekumullâhu megânime kesîraten te’khuzûnehâ fe accele lekum hâzihî ve keffe eydiyen nâsi anküm ve li tekûne âyeten lilmu’minîne ve yehdiyekum sırâtan mustekîmâ.
- Ve uh’râ lem takdirû aleyhâ kad ehâte’llâhu bihâ; ve kânallâhu alâ kulli şey’in gadîrâ.
- Ve lev kâtelakümüllezîne keferû levelle’uddebâre sümme lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ.
- Sunnetallâhi’lletî kad halet min gabl; ve len tecideli sunnetillâhi tebdîlâ.
- Ve huvellezî keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhum bi batni Mekke min ba’di en ezferakum aleyhim; ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ.
- Humullezîne keferû ve sadduküm ani’l-Mescidi’l-Harâm ve’l-hedye me’kûfen en yebluga mehilleh; ve lev lâ ricâlun mu’minûne ve nisâun mu’minâtun lem ta’lemûhum en tetâûhüm fe tusîbeküm minhum me’arretun bi gayri ilm; li yudhilellâhu fî rahmetî men yeşâ’; lev tezevvelû le azzebnâ’llezîne keferû minhum azâben elîmâ.
- İz ce’ale’llezîne keferû fî kulûbihimu’l-hamiyyete hamiyyete’l-câhiliyyeti fe enzellallâhu sekînetehu alâ resûlihi ve ale’l-mu’minîn ve elzemehüm kelimetet-takvâ ve kânû ehaggu bihâ ve ehlehâ; ve kânallâhu bikulli şey’in alîmâ.
- Lekad sadagallâhu resûlehu’r-ru’yâ bil-hakk; le tedhulunnel-Mescide’l-Harâm inşâallâhu âminîne muhallikîne ruûseküm ve mugassirîne lâ tehâfûn; fe alime mâ lem ta’lemû fe ce’ale min dûni zâlike fethan garîbâ.
- Huvellezî erseler resûlehu bil-hüdâ ve dîni’l-hakkı li yuzhirahu ale’d-dîni kullihî; ve kefâ billâhi şehîdâ.
- Muhammedun resûlullâh; vellezîne meahû eşiddâ’u ale’l-küffâri ruhamâ’u beynehüm; terâhum rükkâ’en süccedâen yebteğûne fadlen minallâhi ve ridvânâ; sîmâhum fî vucûhihim min eserî’s-sücûd; zâlike meseluhum fî’t-Tevrâti ve meseluhum fî’l-İncîli kezer’in ahrace şet’ehû fe âzerahû festeğlaz fe stevâ ale sûgihî yu’cibuz-zurrâa li yağîza bihimu’l-küffâr; va’ade’llâhu’llezîne âmenû ve amilû’s-sâlihâti minhum magfireten ve ecran azîmâ.


Fetih Suresi
Türkçe Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah ın adıyla.
- Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
- Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni dosdoğru bir yola iletsin,
- Ve Allah, sana şanlı bir zaferle yardım etsin.
- Müminlerin imanlarını artırmaları için kalplerine huzur ve güven duygusu (sekîne) indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
- Mümin erkekleri ve mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koymak ve onların kötülüklerini örtmek için (fetih verilmiştir). Bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
- Münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları, Allah hakkında kötü zanda bulunanları ise azaplandırsın diye (bu fetih verilmiştir). Kötülük çemberi onların üzerinedir. Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve cehennemi onlar için hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
- Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
- Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
- Ki, Allah’a ve Resulüne iman edesiniz, O’nu destekleyip saygı gösteresiniz ve sabah-akşam O’nu tesbih edesiniz.
- Sana biat edenler, gerçekte Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim verdiği sözü bozarsa, sadece kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği söze vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.
- Geri kalan bedevîler sana diyecekler ki: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Bizim için Allah’tan bağışlanma dile!” Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah size bir zarar vermek ya da fayda sağlamak isterse, O’na karşı sizin için kim bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
- Aslında siz, Resulün ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sandınız. Bu, kalplerinize güzel gösterildi. Kötü zanda bulundunuz ve helâke uğramış bir toplum oldunuz.
- Kim Allah’a ve Resulüne iman etmezse, şüphesiz biz, kâfirler için alevli bir ateş hazırlamışızdır.
- Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
- Ganimetleri almak üzere (savaş yerine) gittiğinizde, geride kalanlar size, “Bırakın biz de sizinle gelelim” diyecekler. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: “Siz bizimle gelemezsiniz. Allah, daha önce böyle buyurmuştur.” Bunun üzerine, “Hayır! Siz bizi kıskanıyorsunuz” diyecekler. Aslında onlar pek az anlarlar.
- Geride kalan o bedevîlere de ki: “Yakında, çetin savaşçı bir kavme karşı çağrılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız ya da teslim olurlar. Eğer emre itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yine yüz çevirirseniz, sizi acı bir azaba uğratır.”
- Kör için bir sakınca yoktur, topal için bir sakınca yoktur, hasta için de bir sakınca yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah ona acı bir azapla azap eder.
- Andolsun, o ağacın altında sana biat ettikleri sırada Allah, müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onların üzerine huzur ve güven duygusu indirmiş ve onlara yakın bir fetih vermiştir.
- Ve alacakları birçok ganimetler vermiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
- Allah, size alacağınız daha birçok ganimetler vadetmiştir. Bunlardan bir kısmını size hemen vermiş, insanların ellerini sizden çekmiş, bu zaferi müminler için bir delil kılmış ve sizi dosdoğru bir yola iletmiştir.
- Diğerlerini ise henüz ele geçiremediniz; Allah onları kuşatmıştır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
- Eğer o inkârcılar sizinle savaşsalardı, mutlaka arkalarını dönerlerdi, sonra da ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
- Allah’ın öteden beri süregelen sünneti budur. Allah’ın sünnetinde hiçbir değişiklik bulamazsın.
- Mekke’nin göbeğinde, onlara karşı sizi üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çeken O’dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
- Onlar, inkâr edenlerdi, sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular, engel oldular ve kurbanlık hayvanların varacakları yere ulaşmasına izin vermediler. Eğer tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınlar orada bulunmasalardı, onları bilmeden ezmeniz ve bundan dolayı istemeden bir günaha girmeniz söz konusu olmasaydı (Allah savaşa izin verirdi). Bu, Allah’ın dilediğini rahmetine kavuşturması içindi. Eğer o müminler ayrılsalardı, biz onlardan inkâr edenleri mutlaka elem dolu bir azaba uğratırdık.
- O inkârcılar, kalplerinde cahiliye taassubunu, yani ırkçı ve inatçı kibiri beslediklerinde Allah, Resulünün ve müminlerin üzerine huzur ve güven indirdi ve onları takva sözüne bağlı kıldı. Onlar buna en layık olan ve ehil olan kimselerdi. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
- Andolsun ki Allah, Resulüne gördüğü rüyayı doğru çıkardı: Allah dilerse, güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkusuzca Mescid-i Haram’a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğiniz şeyleri bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.
- O, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderdi ki onu bütün dinlere üstün kılsın. Şahit olarak Allah yeter.
- Muhammed Allah’ın elçisidir. Onunla birlikte olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı merhametlidir. Onları, rükû ederken, secdeye varırken görürsün. Allah’tan lütuf ve hoşnutluk isterler. Onların yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Bu onların Tevrat’taki benzetmeleridir. İncil’deki benzetmeleri ise şöyledir: Bir tohum düşün ki, filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış ve sapı üzerine doğrulmuş; bu, ekicilerin hoşuna gider. Allah, böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirerek inkârcıları öfkelendirir. Allah, onlardan iman edip salih amel işleyenlere bağışlanma ve büyük bir mükâfat vadetmiştir.
Fetih Suresi’nin Nüzul Sebebi
Fetih Suresi’nin indirilmesi, o dönemin siyasi koşulları bakımından önemlidir. Sure, hicretin 6. yılında yapılan Hudeybiye Antlaşması’nın ardından inmiştir. Bu anlamda bu antlaşmanın arka planını, o dönemde yaşayan müminlerin psikolojisini doğru okumak gerekir.
Hz. Muhammed ve sahabeler, Kâbe’ye bir umre ziyaretine doğru yola çıkmış fakat Mekke’ye alınmamıştı. Yaşanan olay Müslümanların bir hayal kırıklığı yaşamasına neden oldu, zira genel inanç Allah’ın yardımı ile zaferin geleceğiydi. Kureyşlilerle yapılan anlaşma, sahabelerin bazıları için mağlubiyet anlamına geldi ve ilk bakıldığında, Müslümanların lehine bir durum yoktu. Fakat bu antlaşma aslında bir zaferdi ve İslam’ın fethinin en önemli kilit taşlarından oldu.
Fetih Suresi’nin nüzul sebebi yani indirilme nedeni farklı rivayetlerle, farklı kaynaklarda yer alır. Bununla birlikte, o dönemin koşulları ve ortamı bağlamında değerlendirildiğinde, nüzul sebebi oldukça açıktır.

Hudeybiye’nin aslında bir zafer olması
Müslümanların bazıları için, Kureyşliler ile yapılan anlaşmanın özellikle ilk maddeleri hayal kırıklığı oldu. Ancak bu antlaşmadan sonra gelen Fetih Suresi, Allah’ın rızasının sabredenler ve Hz. Muhammed’e (s.a.v) biat edenlere olduğunu ortaya koydu. Barışçıl çözümlerin, sabrın bir fetih olarak nitelendirilmesini sağladı. Fetih Suresi’in indirilme nedenlerinden biri, Müslümanların moral ve psikoloji açısından daha güçlü olması, aslında yenilgi gibi görülebilen bazı olayların zafere giden yolun adımı olmasıdır.
Mekke’nin fethinin müjdesi
Fetih Suresi 628 yılında nüzul oldu. Bununla birlikte o dönemde, Mekke’de müşrikler hakimdi. Her ne kadar, onlarla yapılan bir antlaşma İslam için bir başarı olarak görülmemiş olsa da, Fetih Suresi aslında bir müjde olarak da kabul edilir. Zira, surenin nüzul olmasından 2 sene sonra, 630 yılında Müslümanlar Mekke’yi fethetmiştir. Bazı alimler, surenin geleceğe yönelik bir müjde olduğunu ifade eder.
Fetih Suresi’nin önemini, en iyi özetleyen ifadelerden biri, bazı hadis kaynaklarında Hz. Muhammed’in kullandığı şu ifadelerdir:
“Bu gece bana öyle bir sure indirildi ki, benim için dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha kıymetlidir o.”

Sıkça Sorulan Sorular
Sıkıntı içindeki bir kişinin Fetih Suresi’ni okuması, içinde bulunduğu durumdan Allah’ın lütfu ile daha kolay kurtulmasını sağlar.
Fetih Suresi 29 ayetten oluşur ve Medine’de nüzul olmuştur. Nüzul sırasına göre 111., mushaf sırasına göre ise 48. suredir.
Fetih Suresi, İslam Devleti ile Kureyşliler arasında yapılan Hudeybiye Antlaşması’nın ardından, bu antlaşmanın bir yenilgi değil, aslında bir zafer olduğunu müjdeleyen ayetler ile indirilmiştir.