Hastalığın Hikmeti: Talim-i Esma ve Kulluk Dersleri
Hayatın Zekâtı: Hastalık
Hayat, insana emanet olarak verilmiştir. Tıpkı malın zekâtı olduğu gibi, hayatın da bir zekâtı vardır. Bu zekât ise hastalıkla ödenir. Bazı rivayetlerde Hasan Basrî Hazretleri’ne (r.a) isnat edilen bir sözde şöyle denilir: “Zekât mal için ne ise, hastalık da sağlık için odur.” Hayatın sahibine karşı sorumluluğumuzun bir yönü, bu şekilde ortaya çıkar.
Hastalık: Allah (c.c)'ın Sevgisinin Bir Tecellisi
Allah (c.c) bir kulunu sevdiği zaman onu hastalık gibi imtihanlarla terbiye eder. Bu sevginin tezahürü olan hastalık, insanın Şâfî (Şifâ Veren) ismine ayna olmasına vesile olur. İnsan, hastalıkla Rabbinin Şâfî ismini daha derinden tanır. İyileşme süreci de Şâfî isminin sürekli tecellisinin bir sonucudur.
İçindekiler
Şâfî (Şifa veren) İsminin Şiddeti Zuhuru
Allah (c.c)’ın Şâfî ismi o kadar şiddetli bir tecelli ile kulunun üzerinde bulunur ki, insan bazen bu tecelliyi fark edemez. Güneşe bakılamaması gibi, Şâfî isminin kuvvetli tecellisi de algılamayı zorlaştırır. Bu nedenle insan sağlıklıyken Rabbinin nimetlerini tam manasıyla idrak edemez.
Hastalık: Talim-i Esma
Kâinata gelişimizin en temel vazifelerinden biri, Allah (c.c)’ın isimlerini tanımaktır (Talim-i Esma). Hastalık, bu vazifeyi en kuvvetli şekilde yerine getiren bir vesiledir. Şâfî (Şifa veren), Rezzak (Rızık veren), Rahim (Merhametli) gibi isimler; hastalık vesilesiyle kulun üzerinde tecelli eder ve kul bu isimleri daha derinden idrak eder.
Hastalık ve İbadetin Yeni Bir Boyutu
Hastalık, bazı fiilî ibadetleri engelleyebilir. Ancak bu durum, insanın ibadetten mahrum kalması anlamına gelmez. Bilakis, sabır ve rıza ile bu hali ruhi bir ibadete dönüşür. Sabır göstermek ve isyan etmemek, insanın en büyük ibadetlerinden biri haline gelir.
Dakikaların Günler Hükmüne Geçmesi
Hasta bir kimse, sağlıklı bir insandan daha fazla sevap kazanabilir. Sabırla geçirilen bir dakika, günlerce yapılan ibadetlere bedel olabilir. Hastalık, sabrı ve teslimiyeti öğreterek manevi makamları hızla arttırır.
Hastalık ve Samimiyet
Hastalık, insanı samimiyete ulaştıran bir vesiledir. Samimiyet, Allah (c.c) katında ibadetlerin kabulü için temel şarttır. Sağlıklıyken riya ve gaflet tehlikesi varken, hastalık anında dua ve ibadetler saf bir samimiyetle yapılır.
Acz ve Fakrın İdraki
Dünya hayatındaki görüntüler, bazen çirkin bir kıyafet gibi gözükebilir. Ancak bu kıyafetin altında Allah (c.c)’ın isimleri tecelli etmektedir. Tıpkı bir kumaşın ustaca işlenmesi gibi, insan da hastalık vesilesiyle Rabbinin isimlerine daha layık bir ayna olur.
Esmaların Tecellisi ve Kıyafet
Hasta olan bir insan, kendi acz ve fakr halini idrak eder. Bu idrak, insanın Rabbine olan sığınmasını kuvvetlendirir. “De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan Suresi, 77) sırrı gereğince, insan hastalıkla dua etmeye daha fazla yönelir.
Hastalığın Sonuçları: Özün Ortaya Çıkması
Hastalık, insanın içindeki gerçek kulluk özünü ortaya çıkarır. Yusuf Peygamber (a.s)’in kuyudan çıkıp Mısır’a aziz olması gibi, Yunus Peygamber (a.s)’in balığın karnından kurtuluşuyla büyük bir manevî makama ermesi gibi, insan da hastalık sayesinde maneviyatta yükseltilebilir.
Hastalığın Arka Yüzü
Hastalık, görünüşte çirkin bir kıyafet gibi olsa da, iç yüzü Rabbimizin rahmet ve hikmet tecellisidir. Sabırla karşılanırsa, insana ölçülemez derecede sevap ve manevî yükseliş kazandırır. İşte bu nedenle hastalık bir felaket değil, Allah (c.c)’ın özel ikramı olan bir misafirdir.