Münafık Ne Demek?
Münafık, İslam terminolojisinde, kalbinde küfür olduğu hâlde zahiren iman etmiş gibi görünen kişiyi ifade eder. Münafıklık, İslam’da en tehlikeli manevi hastalıklardan biri olarak görülmüş ve Kur’an-ı Kerim’de sert bir şekilde kınanmıştır. Münafıklar, iman etmiş müminler arasında fitne ve bozgunculuk çıkaran, İslam toplumunun içten zarar görmesine sebep olan kimselerdir.
Kur’an-ı Kerim’de Münafıklık
Kur’an-ı Kerim’de münafıklık üzerinde özellikle durulmuş, münafıkların özellikleri ve kötü niyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Münafıkların durumuyla ilgili olarak şu ayet dikkat çekicidir:
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, ‘Allah’a ve ahiret gününe iman ettik’ derler; hâlbuki onlar iman etmiş değillerdir. Allah’ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar; fakat yalnızca kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değildirler.”
(Bakara Suresi, 2:8-9)
Bu ayette de belirtildiği üzere, münafıklar aldatıcı bir tutum içindedir. Zahiren mümin gibi görünür, ancak özlerinde iman bulunmaz.
Münafıklar Kime Denir?
Münafıkların Özellikleri
İslam alimleri, Kur’an ve hadislerden yola çıkarak münafıkların bazı temel özelliklerini sıralamışlardır:
Yalan Söylemek:
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), münafıklığın alametlerini açıklarken, yalan söylemeyi münafıklığın en belirgin özelliklerinden biri olarak vurgulamıştır:“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder.”
(Buhari, İman, 24)İbadetlerde Riyakârlık:
Münafıklar, ibadetlerini samimiyetten uzak, gösteriş amacıyla yaparlar. Kur’an’da şöyle buyrulur:“Onlar namaza kalktıklarında üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı çok az anarlar.”
(Nisa Suresi, 4:142)Fitne ve Bozgunculuk Çıkarmak:
Münafıklar, toplumun huzurunu bozmayı ve müminler arasında fitne yaymayı hedefler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:“Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler. Bilin ki, onlar bozguncuların ta kendisidir; ama anlamazlar.”
(Bakara Suresi, 2:11-12)İman etmedikleri halde iman ettik derler:
Münafıklar, Mü’minlerin yanında iman ettik desede kalplerinde iman yoktur. Onlar, çıkarlarına göre hareket ederler:“İman edenlerle birlikte olduklarında, ‘İman ettik’ derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, ‘Biz sizinle beraberiz, biz sadece alay ediyoruz’ derler.”
(Bakara Suresi, 2:14)
Münafıklığa Karşı Tedbir
Münafıklığın tehlikelerini bilen bir Müslüman, hem kendi nefsini bu hastalıktan arındırmalı hem de münafıkların zararlarına karşı dikkatli olmalıdır. Bunun için:
- Samimiyet: Her işte ve ibadette Allah rızası gözetilmeli, riyakârlıktan kaçınılmalıdır.
- Doğruluk ve Güvenilirlik: Yalan söylemek, emanete hıyanet etmek gibi kötü ahlakî özelliklerden sakınılmalıdır.
- Allah’ı Çokça Anmak: İbadetlere devam edilerek Allah ile bağ kuvvetlendirilmelidir.
- Fitneden Uzak Durmak: Müminler arasında fitne ve fesat yaymaktan sakınılmalı, birlik ve beraberlik gözetilmelidir.
Münafıklığın Alametleri
Münafıklardan Kur’an’da Hangi Özelliklerle Bahsedilir?
- Müslümanları aldatır. Bir insanın birisini aldatması için önce ondan gibi görünmesi şarttır. Münafıklar da o kadar tatlı dillidir ki, her yere girer çıkar, her yeri iğfal eder. Yaptıklarını Müslümanlık adına yaptıklarını söylerler ve Müslümanları birbirlerine düşürüp kuvve-i maneviyelerini kırarak, küçük meselelerle onları oyalayıp esas meseleleri onlara düşündürmezler. Müslümanları birbirlerine düşürüp akıllarını karıştırma gayretine girerler.
- Kalplerinde hastalık vardır. Yani bir münafığın oynadığı oyunlar hata ve kusur değildir, itikadi hastalık ve problemdir. Birisi bir yerde içki içse, kumara düşse, dönse bu yaptıklarından tövbe etse, inşallah bu hatadır kusurdur. Allah(c.c.) dilerse affeder. Ama kalpteki hastalık öyle bir şey değil. Kalp, sinsilikle, planlı programlı bir şekilde bozulur. Ve bu bozuklukta olanlar Müslümanlar aleyhinde bozgunculuk yaparak onların aralarını bozarlar.
- Müslümanlar ile alay ederler.
- Allah(c.c.) yolunda mücadeleden kaçarlar.
- Korkaktırlar.
- İftira atar ve propaganda yaparlar. Bunu: “Bu iş İslam içindir. Bunlar İslam’a zarar veriyor.” diye yaparlar ve kendilerini “biz İslam’ı elinde tutan tek topluluğuz” diye gösterirler.
- Casusluk yaparlar. Bir yerleri iğfal etmeye çalışırlarken: “Şu adam bunu dedi, bu adam bunu dedi.” diye o adamın ne olduğunu bilmeden mahremi ortaya çıkarırlar.
Münafıkların Ahlaki Özellikleri Hadislerde Nasıl Geçmektedir?
- Vefa göstermezler.
- Emanete hıyanet ederler.
- Namaz onlara ağır gelir. Münafıklara özellikle tek başına yapacağı işler ağır gelir.
- Onlara Allah’ı(c.c.) anmak zor gelir.
- Yaptıklarını riya için yaparlar.
Resulullah(s.a.v.) Münafıkların Kimler Olduğunu Bildiği Halde Onları Neden Öldürmüyor?
Çünkü münafıklar kendilerini topluma öyle farklı lanse ediyorlar ki, attıkları her adımı, “bu İslam için en hayırlı adım” diye gösteriyorlar.
Bahsettikleri her meselede ayetle hadisle konuşuyorlar. Dışardan gelenlerle ibni Selül’ün ilgilenmesini anlatan rivayetlerde: “Orada bulunsanız ve ibni Selül’ün dışardan gelenlere tebliğini dinleseniz onu tam bir peygamber aşığı zannedersiniz.” diye geçiyor. Öyle sinsice hareket ediyorlar. Dışardan Müslümanlığın serkârı, göz nuru, baş tacı gibi gözüküyorlar. Böyle göründükleri için de Allah Resulü(s.a.v.) öyle birini öldürse, işin aslını bilen Müslümanlar hariç, dışardan gelenler diyecekler ki: “Haşa Muhammed kendi adamlarını öldürmeye başlamış.” Efendimiz(s.a.v.), ben buna asla müsaade etmem, diyor.
Zira Benî Mustalik Gazası’nda Abdullah bin Übey, Resulullah(s.a.v.) ve Müslümanları kastederek hakaretvari konuşunca bu duruma Hz. Ömer(r.a.) dayanamıyor ve: “Ya Resulullah(s.a.v.) müsaade buyur da ibni Übey’in boynunu vurayım.” diyor. Resulullah(s.a.v.): “Hayır! Olmaz ya Ömer! İşin iç yüzünü bilmeyen halk: ‘Muhammed(s.a.v.) ashabını öldürüyor.’ diye konuşmaya başladıkları zaman hal nice olur?” buyuruyor.