Abdurrahman b. Avf’ın (r.a) iyi bir tüccar olmasının altında yatan sebepler nelerdir?

Abdurrahman b. Avf’ın (r.a) iyi bir tüccar olmasının altında yatan sebepler nelerdir?

Bir gün bazı ticaret sahipleri gelir ve Abdurrahman b. Avf’a sorar: “Yâ Abdurrahman, vallahi bizde seninle aynı ticareti yapıyoruz. Hatta daha çok mücadele ediyor, malı nerden alıyorsan oradan alıyor, kime satıyorsan ona satıyoruz. Nasıl oluyor da biz senin kadar varlıklı, iyi bir tüccar olamadık?” Abdurrahman ibni Avf(r.a.) cevap verir ve: “Benim iyi bir tüccar olmamın birkaç sebebi var. İlk sebep, ben peygamber duası aldım. İkinci sebep ise semahati, yani ticarette kolaylığı hiç bırakmadım.” der. Semahat, kolaylık ve cömertlik sahibi olmak; ticarette alırken de satarken de karşıdaki insanı zora sokmamak, hep kolay olanı tercih ederek bu konuda rahat davranmak demektir ve Efendimiz‘in(s.a.v.) tüccarlara en önemli tavsiyelerinden biridir. Bu konuda Hz. Osman’ın(r.a.) rivayet ettiği şu hadis, tüm tüccarların korumaları gereken bir ilke olmalıdır. Efendimiz(s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Gerek satıcı ve gerekse alıcı iken kolaylık gösteren kimseyi Allah (c.c.)  cennetine koydu.” (İbn Mâce, “Ticarât”, 28.)

Abdurrahman ibni Avf(r.a.), edeceği kârın 1 ya da 1000 olduğuna bakmayıp dükkânına gelen her müşteriyi memnun ederek göndermiştir. Kapısına gelen her müşteriye kolaylık sağlamış, bir şekilde gelenlerin işi görülsün, işleri dönsün diye en cüzi kârla da olsa geleni dükkânından memnun etmeden göndermemiştir. Bu ahlakı günümüz üzerinden düşünürseniz muazzam bir anlayış, eşsiz bir nezaket olduğunu anlarsınız. Bugün iş piyasasındaki tıkanıklığın belki de en önemli sebeplerinden bir tanesi tam da budur.

Abdurrahman b. Avf(r.a.) varlıklı tüccar olmasına üçüncü sebep olarak da “Ben bugün işlerime Allah Azze ve Celle’yi ortak ettim.” düsturunu gösterir. Peki, sizce sadece kazanırken mi ortak eder? Hayır, asıl infak ederken ortak eder.

Yazar : Mehmet Yıldız

BENZER MAKALELER