HZ. EBÛ BEKİR (r.a.) İLE EFENDİMİZ’İN (s.a.v.) DOSTLUĞU NASILDIR?
Hz. Ebû Bekir(r.a.) ile Efendimiz’in(s.a.v.) nübüvvet öncesi yirmi yıl süren dostluklarında, Hz. Ebû Bekir(r.a.) zengin bir tüccar olup 40.000 dirhemlik sermayesi vardı ancak Efendimiz’in(s.a.v.) böyle bir imkânı yoktu. Hz. Ebû Bekir(r.a.) ileriki yaşlarında Darû’n Nedve denilen Mekke’nin siyasi otoritesinde söz sahibiyken Efendimiz’in(s.a.v.) böyle bir konumu yoktu. Hz. Ebû Bekir(r.a.) soy âlimi ve nesep imamıdır ama Efendimiz’in(s.a.v.) böyle bir özelliği de yoktur. O zamana kadar Mekke’de tanınma, bilinme, yönetim olarak Hz. Ebû Bekir(r.a.) her daim Efendimiz’den(s.a.v.) bir adım önde görülmektedir. Lakin gün gelip Muhammed-ül Emin’e(s.a.v.) Cibril-i Emin’den(a.s.) ilahî kelamın ilk beş ayeti inince Hz. Ebû Bekir(r.a.) anında, sorgusuz sualsiz, Allah Resûlü’nün(s.a.v.) arkasına geçip sadakatle biat etmiş ve yirmi üç yıl boyunca da Efendimiz’in(s.a.v.) sağ kolu olarak daima arkasında yürümüştür.